En yaşanılası ikliminde vazgeçtim hayattan
Döküyordu artık diktiğim fidanlar
Dallarını tekrar yeşermemek üzere
Üstünde doğduğum toprakları dahi
Ancak görebiliyordum yılda bir kere
Ve bir yabancıydım ben artık
Doğduğum köydeki çocukların gözünde
Bir deniz kenarına ve kumsala
Satabilirdim kolaylıkla belki de
İşte bana ders vermek istercesine
Teker teker yıkılmaya başlamıştı
Yaptığım kumdan kaleler
Ve sığınacak hiçbir yerim kalmamıştı
İstesem de almayacaklar içerisine
Köyümdeki toprak damlı evler
Yaramazlık yapmak çok pahalıydı
Ve ben yaramazlık yapacak kadar
Zengin bir babaya sahip değildim
Kırılacak oyuncaklarım olmadı hiç
Benim oyuncaklarımın hepsi çamurdandı
Ve kırılınca tekrar yapmak kolaydı
Biraz su biraz toprak ve taklit yeteneği
Ne kadar çok benzerse gerçeğine
O kadar övünürdüm kendimle
Ve ara ara annemin sesi arkadan
‘Sakın üstünü kirletme’
Şimdi ellerimde birkaç şiire konu olacak
Biraz yaşanmışlık var sadece
Ve yaşamak için can attıklarım elbette
Ama bir çocuk kadar neşeli değilim
Çarpışan arabalara bindiğimde
Bende binmiştim çocukken bir kere
Ama uzun metraj bir filmde
Sadece bir tane kare
Birkaç şey var hayatımda değişmeyecek
Bazen bunlar olmadan acaba
Yaşayabilecek miyim diyorum çünkü
Kara kuşak karateci olsam da
Dayak yiyordum babamdan
Ve acı taşıyordum beslenme çantamda
Hem de hiç yorulmadan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder